İptal davası sonucunda yürütmenin durdurulması kararı alınması ve buna dair akla gelen bir çok sorunun cevabı çokça merak edilmektedir. Biz bu yazımızda iptal davası ile iptal davalarında yürütmenin durdurulması konusunu ele alarak, konu hakkında merak edilen tüm sorulara cevap vermeye çalışacağız. Aynız zamanda iptal davası dilekçe örneği ve diğer konular hakkında bilgiler vereceğiz.
İptal Davası Nedir?
İptal davası nedir? İptal davası, idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygunluk denetiminin yapılmasıdır. Genel olarak haklarının ihlal edildiğini düşünen kişi, kuruluş veya kurumlar, belirtilen unsurlardan en az birinin eksik veya hukuka aykırı olarak yapıldığını düşünüyor ise idari işlemin iptali yönünde, idare mahkemesine dava açabilmektedirler.
Davacının haklı bulunması halinde idare mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı verilmekte ve idari işlem durdurulmaktadır. Konunun tüm yönlerini aşağıda başlıklar halinde vermeye devam edeceğiz.

iptal davası nedir
İptal Davası ve Tam Yargı Davası
İdari yargıda iptal davası ve tam yargı davası nedir? Şimdi bu sorunun cevabını bulmaya çalışalım. İdari yargıda iptal davas ve tam yargı davaları olmak üzere iki çeşit dava tipi bulunmaktadır.
Tam yargı davaları genel olarak tazminat davası niteliğinde olup; idarenin eylemi neticesinde maddi veya manevi olarak zarar gören kimselerin idareye karşı açmış oldukları davalardır.
İptal davası ise idarenin yapmış olduğu işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygunluk denetiminin yapılmasıdır. İdari işlemin belirtilen unsurlardan en az birinin eksik veya hukuka aykırı olmasından dolayı hakkının ihlal edildiğini iddia eden kimseler idare mahkemesinde idari işlemin iptal edilmesini talep edebilecektir.
Bu yazımızla birlikte Görevden Ayrılan Öğretim Üyelerinin Göreve İadesi başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?
İdare mahkemesinde dava açılmasının amacı iptal kararı alıp, idarenin kişiler hakkında yapmış olduğu hukuka aykırı işlemin ortadan kaldırılmaktır. İptal davası açıldığı zaman genellikle mahkemelerden yürütmenin durdurulması (YD) talep edilmektedir. Mahkemeler kanunda sayılı olan şartların gerçekleştiği kanaatine vardığı takdirde davanın sonunu beklemeden yürütmeyi durdurma talebinin kabulüne karar verebilmektedir. Bu sebeple YD kararının ihtiyati bir iptal kararı gibi değerlendirilebilmesi mümkündür.
Konu hakkında daha önce yazmış olduğumuz yürütmenin durdurulması talebi ve idari işlemin iptali davası başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Yürütmenin durdurulması kararı; idari işlemin icra edilmesini, davanın sonuna kadar durduran ve dava konusu idari işlemin tüm hukuki sonuçlarını askıya alan tedbir mahiyetinde bir karardır.
Hakkında iptal davası açılan kararın yürürlüğünü devam ettirmesi durumunda, yargılama sonucu verilecek kararın da çoğu zaman bir etkisi ya da anlamı kalmayabilir. Her ne kadar işlemin iptal edilmesi idarenin sorumluluğu sonucunu doğursa da bu zararlar her zaman tazmin edilebilir nitelikte olmayabilir. Bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği durumlarda bu zararların telafisi güç hatta çoğu zaman imkânsız dahi olabilir. Bu sebeple adil yargılanma hakkını teminat altına alan bu karar ile muhtemel zararların önlenmesi en büyük amaçtır.
Hukuk devletinin bir gerekliliği sonucu ortaya çıkmış olan YD kararı kamu düzenin ve hukuk düzenini korumaya ciddi derecede hizmet etmektedir. Zira YD kararının verilmesi neticesinde ileride giderilmesi zor, telafisi imkansız sonuçların ortaya çıkması engellenir.
Yürütmeyi Durdurma Kararının Sonuçları
Yeri gelmişken konuya burada da değinelim. Yürütmeyi durduruma kararının sonuçları nelerdir? Yürütmeyi durdurma kararı, idari işlemin yapıldığı andan itibaren işlemi durdurur, geçmişe etkili hüküm ve sonuç doğurur. Mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiği takdirde , işlemi yapan idarenin, dava konusu işlemi icraya başlamadan önceki haline getirmesi gerekir. Ancak, uygulamada idarelerin yürütmeyi durdurma kararı verilmesi üzerine idari işlemi yürütmeyi durdurma kararının verildiği andan itibaren durdurduğu görülmektedir.
Emsal Yürütmeyi Durdurma Kararı
Ofisimiz kurucu avukatlarından Yasemin Berna Aslanbay tarafından yapılan başvuru üzerine alınan bir emsal kararı da burada paylaşmak isteriz. Ofisimiz avukatı Yasemin Berna Aslanbay tarafından müvekkilimiz adına açılan davada, Ankara 22. İdare Mahkemesi, 31. Dönem Polis Meslek Eğitim Merkezi Giriş Mülakat sınavında başarısız sayılma işleminin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiş ve yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Emsal karar olan pomem yürütmeyi durduruma kararı ile ilgili içeriğimize ve kararın kendisine bu alandan ulaşabilirsiniz.
Yürütmenin Durdurulması Kararının Şartları
Yürütmenin durdurulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde düzenlenmiştir. 27. maddenin 2. fıkrasının ilk cümlesinde belirtildiği üzere;
‘’Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir’’.
Kanun hükmünde belirtildiği gibi mahkemeler tarafından yürütmenin durdurulası kararı verilebilmesi için tüm şartların sağlanması gerekmektedir. Yürütmeyi durdurma kararının şartlarını sıralamak gerekirse;
- Davacının yürütmenin durdurulması talebinde bulunması gerekir.
- İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararlar doğmalıdır.
- İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması gerekir.
- Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için davalı idarenin savunması alınmalı veya savunma süresi geçmelidir.
- Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verebilmek için teminat gösterilmesi şartını arayabilir.
Yürütmenin Durdurulmasının Talep Edilmesi
Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için davacının mahkemeden yürütmenin durdurulmasını talep etmesi gerekir. Yürütmenin durdurulması talep edilen davalar İYUK m. 27/8 gereğince öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Aynı davada birden fazla kere ancak farklı sebep olması şartıyla yürütmenin durdurulması talep edilebilir.
Yürütmenin Durdurulmasına Ne Zaman Karar Verilir?
Yürütmenin durdurulmasına ne zaman karar veriliri? Davanın her aşamasında yürütmenin durdurulabilmesi kararı verilebilmektedir. Uygulamada kabul edilen ve genellikle mahkemelerce icra edilen uygulama davalı idarenin savunmasını yaptıktan sonra YD kararının değerlendirilmesidir.
2577 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan “uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir” hükmü uyarınca yürütmenin devamının; şu an durdurulmaması halinde anlamı olmayacağı durumlarda idarenin ilk savunması alınana kadar da yürütmenin durdurulması kararı verilebilmektedir. Bina yıkım örneğini burada tekrar kullanmak mümkündür.
Mahkemece yürütmenin durdurulması talebi hakkında red kararı verilmiş ise tekrardan aynı işlem hakkında aynı delillerle talepte bulunulabilmesi mümkün değildir. Yapılması gereken bir üst mahkemeye itirazda bulunmaktır. Ancak yeni bir delil veya hukuki durumun oluşması halinde yeniden talep edilebilmesi mümkündür.
Yürütmenin Durdurulması (YD) Kararına İtiraz
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkemece verilen karar ara karar niteliğinde olduğundan, verilen karara karşı itiraz yoluna gidilmesi mümkündür. Yürütmeyi durdurma isteminin reddi kararına karşı, iptal davasını açan davacı tarafından itiraz edilebilir. Yürütmeyi durdurma isteminin kabulü kararına ise, davalı idare tarafından itiraz edilebilir.
İYUK m.27/7’de hüküm altına alındığı üzere yürütmeyi durdurma kararına tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır ve itiraz üzerine itirazı inceleyen merciin verdiği karar kesindir. Kesinleşme kararının ardından ikinci kez itiraz edilebilmesi mümkün değildir.
Yapılacak itiraz İYUK m.27/7’de düzenlenmiştir:
- İdare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararına karşı ise Bölge İdare Mahkemesine,
- Bölge idare mahkemesi kararlarına karşı ise en yakın Bölge İdare Mahkemesine,
- Danıştay dava dairelerince verilen yürütmeyi durdurma kararına konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına, karşı yapılacaktır.
İtirazı değerlendiren mahkemeler, itiraz mercii olarak itiraz talebinin reddi veya kabulü şeklinde iki tür karar verilebilir:
YD Kabul Kararına İtiraz: Yürütmeyi durdurma talebinin kabulü kararına karşı davalı idare tarafından ileri sürülen itiraz sebepleri, itirazı incelemekle görevli mercii tarafından yerinde görülürse ve yapılan itiraz kabul edilirse, yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasına karar verilir. Böylece yürütmeyi durdurma kararı kaldırılmış olur ve idare dava konusu idari işlemin icrasına devam eder.
YD Red Kararına İtiraz: Yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararına davacı tarafından itiraz edilmesi üzerine; red kararına yapılan itiraz kabul edildiği takdirde, yürütmeyi durdurma kararı verilmiş olacağından idari işlemin icrası durdurulur.
Yürütmenin Durdurulması Kararının Sonuçları
Yürütmenin durdurulması kararı, iptali istenilen işlemin icrailiğini ve hukuka uygunluk karinesini dava sonuna kadar askıya alarak işlemez hale getirir. Dava sonunda idari işlemin iptaline karar verilirse yürütmenin durdurulması kararı yerini iptal kararına bırakır veyahut davada iptal isteminin reddi ve bunun sonucu olarak yürütmenin durdurulması kararının ortadan kalkması sonucunun da meydana gelmesi mümkündür.
Mahkemelerce verilmiş olan kararlar idare uygulamak, yerine getirmek zorundadır. Bu sebeple idarenin diğer yargı kararları gibi YD kararlarının gereklerini yerine getirmelidir. Anayasa’da hüküm altına alındığından bu sorumluluğun yerine getirilmesi zorunlu olup; mahkemelerce verilen kararlara uyulmaması halinde hukuki ve cezai yaptırıma başvurulabilmesi mümkün olacaktır. Şöyle ki:
Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrasının “yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmü gereğince koruma altına alınmıştır.
Türk Ceza Kanunumuzun “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. maddesi “görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”, “görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine neden olan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükümlerini amir bulunmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin ilk fıkrası “idare mahkemelerinin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.”
İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin üçüncü fıkrası “idare mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.” diyerekten idarenin yürütme durdurma kararlarını derhal uygulamak zorunda olduğunu, idarenin bu kararları uygulamak için 30 günlük azami süresi olduğu belirtmiştir.
Bu yazımızla birlikte genel olarka idari bir işlem olan Pasaport Tahdit Kaldırma başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilemeyecek Durumlar
Her idari davada yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi mümkün değildir. Bazı durum ve şartların oluşması halinde yargı mercilerinde YD kararı verilmeyecektir. İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlara neden olacak nitelikte bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde idare mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek olan haller şunlardır;
- Hakkında iptal davası açılamayacak işlemler aleyhine yürütmeyi durdurma kararı verilemez. Kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olmayan işlemler, (idarenin iç yazışmaları veya görüş bildirici mahiyetteki işlemler) iptal davasına konu edilemeyeceğinden, bu işlemler aleyhine iptal davası açılsa bile, bu işlemler hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilemez.
- Anayasa m.125 gereğince; kanun, olağanüstü hallerde, seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir
- Yargı yolu kapatılan idari işlemler aleyhine iptal davası açılsa bile yürütmenin durdurulması kararı verilmesi mümkün değildir.
- Askeri ve adli yargının görevinde olan işlemlerin yürütmesi durdurulamaz.
- Yoklukla malul işlemlerin yürütmesi durdurulamaz.
- Yasa ile açıkça yasaklanan işlemler konusunda yürütme durdurulamaz.
İptal Kararları Geriye Yürür mü?
İptal kararları geriye yürür mü? İptal kararları sonucunda idari işlem yapıldığı ilk tarihten itibaren ortadan kalkar. İptal Kararları geriye yürümekte ve böylece idari işlem baştan itibaren hiç yapılmamış sayılmaktadır.
Özellikleri açısından iptal davaları değerlendirilecek olursa;
- iptal davasında amacın idarenin faaliyetlerinin hukuka uygun olmasını sağlamaktır. Buradaki amaç hukuk düzeninin korunmasıdır.
- İptal davası sonucu mahkemece verilen iptal kararı idari işlemin yerindeliğinin denetlenmesi değildir. İdari yargı yeri bir üst makam işlevi görmez, yalnızca işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline karar verir.
- İptal davası sonucunda hukuka aykırı işlem iptal edilir. İptal edilen işlemin yerine uygun olan işlemin yapılması yönünde karar verilemez. Bu özelliğe Anayasada kısaca ‘ İdari işlem niteliğinde yargı kararı verilemez.’ denilmektedir.
- İptal davası sonucu işlemin iptali ile idari işlem ortadan kalkar ve bu sonuçtan yalnızca iptal davasını açan değil herkes yararlanır. İptal kararı objektif niteliktedir.
- İptal davası tam yargı davalarından farklıdır. Tam yargı davası açabilmek için bir hakkın ihlal edilmiş olması ön şart olarak aranırken İptal davasında ise bir menfaatin ihlali yeterli sayılmaktadır.
İptal ve Tam Yargı Davası Birlikte Açılabilir mi?
İptal ve tam yargı davası birlikte açılabilir mi? 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri, iptal ve tam yargı davalarının birlikte açılmasına dair hükümlere yer vermektedir. Bu hükümler doğrultusunda; iptal ve tam yargı davaları birlikte açılabilir ve önce iptal davası açıp sonucuna göre tam yargı davası açmak da mümkündür. Ancak, hak ihlaline uğrayanların belirli süreler içinde idareye başvurması gerektiği unutulmamalıdır.
Şimdi kanunda geçen 12 ve 13. maddelere bakalım.
2577 sayılı kanunun 12. maddesinde; “hakları ihlal eden bir idari işlem sebebiyle ilgili kişilerin doğrudan tam yargı davası açabileceği gibi, iptal ve tam yargı davalarını birlikte de açabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, önce iptal davası açarak bu davanın sonucuna göre tam yargı davası açma imkanı da sunulmaktadır. İptal davasının karara bağlanmasından sonra, bu kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açılabilir.” hükmü bulunmaktadır.
13. madde de ise “idari eylemlerden dolayı hakları ihlal edilen kişilerin, dava açmadan önce ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini talep etmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Bu başvurunun, eylemin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yapılması gerekmektedir. Bu taleplerin kısmen veya tamamen reddi halinde veya altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde dava süresi içinde dava açılabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Dolayısıyla iptal ve tam yargı davaları birlikte açılabilmektedir.
İptal Davası Hangi Şartlarda Açılır?
İptal davası hangi şartlar açılır? İptal davaları; idarenin yapmış olduğu işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygun olmadığının düşünüldüğü durumda açılan bir davadır. Dolayısıyla kanunda da belirtildiği üzere ilgililerin, idari işlemden kaynaklanan olaylarda, haklarının ihlal edildiğini düşünmeleri halinde iptal davası açabilirler.
Memur disiplin cezalarından birisi olan Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
İptal Davası Açma Süresi
iptal davası açma süresi ne kadardır? İdari işlemlere karşı dava açma süresi; Danıştay ve İdare Mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gündür.
Vergi Hukuku ile ilgili olarak Ankara vergi avukatı kapsamında ele aldığımız konuları da inceleyebilirsiniz.
Sonuç
İptal davası, tam yargı davası, dava açma süreleri, yürütmenin durdurulması kararı gibi konuları ele alan bu yazımızda konu hakkındaki tüm sorulara cevap vermeye çalıştık. İdari işlemin karışık yapısı içerisinde, süreler ve dava açma yolları önemlidir. Bu nedenle konu hakkında uzman bir idare avukatı desteği almanız önemlidir.
Makalelerimiz
İdare hukuku kapsamında benzer şekilde ele aldığımız makalelerin bir listesini buradan vermek istiyoruz. Yukarıda bir kısmını ilettiğmiz makalelere ek olarak;
Yürütmenin Durdurulması Talebi ve İdari İşlemin İptali Davası,
Yürütmenin Durdurulması Kararı,
375 Sayılı KHK Yürütmenin Durdurulması Kabul Kararı,
Pomem Sınav Sonuçlarına İtiraz ve İptal Davası,
İhalelere Katılmaktan Yasaklanma Nedenleri ve İptali Davası,
Görevden Uzaklaştırma ve Hak Arama Yolları,
Sözleşmeli Öğretmenlik Mülakat İptal Davası,
Memurlar Hakkında Verilen Disiplin Cezaları ve İptali,