Babalık davası, evlilik dışı doğan bir çocuğun biyolojik babasıyla arasında hukuki bir soybağı kurulması amacıyla açılan önemli bir dava türüdür. Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenen bu dava sayesinde, çocuğun maddi ve manevi hakları güvence altına alınırken, babadan nafaka ve miras gibi temel hakların elde edilmesi de sağlanır. Çocuğun doğumundan itibaren başlatılabilen bu süreç, hem annenin hem de çocuğun talebiyle açılabilir ve zamanla hayatın pek çok alanını etkileyen ciddi hukuki sonuçlar doğurur. Bu yazıda, babalık davasının kimler tarafından açılabileceğinden delillere, zamanaşımı sürelerinden tazminat hükümlerine kadar tüm yönleriyle bu hukuki süreci ele alıyoruz.
Babalık Davası Nedir?
Babalık davası, çocuğun biyolojik babası olduğu iddia edilen kişi ile hukuki bir soybağı kurmak için açılan bir dava türüdür. Bu dava, annenin veya çocuğun talebiyle gündeme gelir ve Türk Medeni Kanunu’nun 301 vd. maddelerine dayanır. Amaç, çocuğun biyolojik babasıyla arasındaki bağı resmiyete kavuşturarak hem hukuki haklarını hem de maddi ve manevi güvencelerini sağlamaktır.
Başka bir deyişle evlilik dışı çocuğun babasıyla soybağı kurulabilmesi için, mahkemeden babalık kararı almak amacıyla açılan davaya “babalık davası” denir.
Babalık Davasının Amaçları
Babalık davasının temel amaçları, çocuğun biyolojik babasıyla hukuki, mali ve kişisel bağlarını net bir şekilde belirlemektir:
- Soybağı Tespiti: Çocuk ile biyolojik baba arasında resmi bir soybağı kurulmasını sağlar, bu da hukuki bir bağın temelini oluşturur.
- Hakların Korunması: Çocuğun nafaka, miras gibi maddi haklarının güvence altına alınmasını ve babasından kaynaklanabilecek diğer mali yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin eder.
- Duygusal İlişki: Çocuğun biyolojik babasıyla iletişim kurmasını ve aralarındaki bağın gelişmesini mümkün kılarak manevi bir ilişki oluşturur.
Babalık Davasını Kimler Açabilir? Çocuk Kaç Yaşında Babalık Davası Açabilir?
Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesine göre, babalık davasını anne ve çocuk, birbirinden bağımsız olarak açabilir ve dava hakkından önceden vazgeçmek mümkün değildir. Birinin dava kaybı veya feragati diğerini bağlamaz, davayı ayrı ayrı ya da birlikte açabilirler.
- Çocuğun annesi: çocuğun doğumundan sonra biyolojik babanın belirlenmesi ve soybağının kurulması amacıyla dava açabilir.
- Çocuk: ergin olduktan (18 yaşını doldurduktan) sonra kendi adına bu hakkı kullanabilir.
- Kayyım: Çocuk reşit değilse, onun adına mahkeme tarafından atanan kayyım da dava açabilir.
Bu yazımızla birlikte Çocuğun Soyadı Davası başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.
Babalık Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme Hangisidir?
Babalık davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde görevlendirilen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılacaktır.
Babalık davasında yetkili mahkeme ise taraflardan birinin dava veya doğum tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir.
Babalık Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?
Babalık davalarında zamanaşımı süresi yoktur. Ancak aşağıda değineceğimiz hak düşürücü süreler mevcuttur.
Babalık Davasında Hak Düşürücü Süreler Nedir?
Babalık davasında hak düşürücü süreler Türk Medeni Kanunu’nun 303.maddesinde düzenlenmiştir. Bu süreler içinde dava açılmaması durumunda dava hakkı ortadan kalkar. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir.
- Anne, çocuğun doğumundan itibaren 1 yıl içinde dava açmalıdır. Ancak bazı istisnai durumlarda süreler uzayabilir.
- Çocuğun dava açma süresine ilişkin TMK m.303/2’deki düzenleme, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir ve dolayısıyla çocuğun babalık davası açması için kayyım atanıp atanmadığıyla ilgili bir süre kısıtlaması yoktur. Ayrıca, çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi varsa, babalık davasının açılabilmesi için 1 yıllık hak düşürücü süre, bu ilişkinin sona erdiği tarihte işlemeye başlar. Eğer dava süresi geçtikten sonra haklı bir neden varsa, bu neden ortadan kalktığı tarihten itibaren bir ay içinde dava açılabilir.
Babalık Davası Açma Şartları Nelerdir?
Babalık davası açma şartları şunlardır;
- Çocuğu doğuran ana belli olmalıdır.
- Çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi bulunmamalıdır. Eğer çocuk, baba olduğu iddia edilen erkekten başka bir erkekle soybağı ilişkisine sahipse, bu ilişki geçersiz kılınmadıkça, babalık davası açılan kişiyle soybağı kurulamaz.
- Babalık davasında, kanun belirli ihbar yükümlülükleri getirmiştir ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. (TMK m.301/3)
Babalık Davaları Ne Kadar Sürer?
Babalık davalarının süresi, delillerin toplanma hızı, mahkemenin yoğunluğu ve tarafların tutumuna bağlı olarak değişmekle birlikte, genelde ilk derece mahkemesinde sonuçlanması 6 ay ile 1 yıl arasında sürer. DNA testi gibi kanıtların toplanması süreci etkileyebilir. İtiraz edilmesi durumunda dava istinaf veya temyiz aşamasına taşınabilir ve toplamda 2-3 yıla kadar uzayabilir. Sürecin hızlı ilerlemesi için tarafların işbirliği önemlidir.
Biyolojik Baba Babalık Davası Açablir Mi?
Biyolojik babanın doğrudan babalık davası açma hakkı bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, babalık davası çocuğun annesi ya da çocuğun kendisi tarafından açılabilir. Bu davanın amacı, çocuğun soybağı ilişkisini hukuki olarak kurmak ve haklarını güvence altına almaktır.
Biyolojik baba, çocuğu kendi rızasıyla tanıma yoluyla soybağı oluşturabilir. Bu işlem, nüfus müdürlüklerinde, noterliklerde, mahkeme kararıyla veya vasiyetname ile yapılabilir. Ancak, çocuk başka bir erkekle soybağı ilişkisi içerisindeyse direkt tanıma yapılamaz. Önce bu soybağının kaldırılması için önce soybağının reddi davası açılması gerekmektedir. Böylece biyolojik baba, hukuki süreçleri tamamlayarak çocukla soybağı kurabilir.
Babalık Davasında Tazminat
Babalık davalarında tazminat, çocuğun ve annenin mağduriyetlerinin giderilmesi için önemlidir. Maddi tazminat, çocuğun doğumdan itibaren bakım ve eğitim giderlerinin geçmişe dönük olarak talep edilmesini kapsar. Manevi tazminat ise annenin, dava sürecinde yaşadığı kişilik hakları ihlali, itibar kaybı ve manevi sıkıntılar için istenebilir. Mahkeme, talebin kabul edilip edilmeyeceğine dosyadaki delillere ve olayın koşullarına göre karar verir. Bu tür davalarda hak kaybını önlemek için bir avukatla süreci yönetmek faydalı olacaktır.
Babalık Davasında Deliller
Babalık davalarında, çocuğun biyolojik babasının tespit edilmesi için farklı türde deliller sunulabilir. En önemli delil, bilimsel kesinlik sağlayan DNA testidir. Bunun yanı sıra anne ile iddia edilen baba arasındaki ilişkinin varlığına dair tanık beyanları, yazılı belgeler (mektuplar, fotoğraflar, sosyal medya yazışmaları), doğum tarihi ile ilişkinin zamanlaması arasındaki uyum, gebelik ve doğum sırasında tutulan tıbbi kayıtlar gibi unsurlar da dikkate alınır. Ayrıca, iddia edilen babanın çocuğa yönelik davranışları veya maddi destek sağladığını gösteren kanıtlar da mahkemede değerlendirilir. Tüm bu deliller, mahkeme tarafından bir bütün olarak incelenerek bir sonuca varılır.
Babalık Davasının Sonuçları
Babalık davasında, iddia edilen erkeğin çocuğun biyolojik babası olduğu mahkeme kararıyla ispatlanırsa, hâkim, baba olduğu tespit edilen erkeğin, çocuğun babası olduğuna karar verir. Ancak, soybağı ilişkisi mahkeme kararının kesinleşmesiyle resmiyet kazanır; yani karar kesinleşmeden önce, çocuğun ve babasının hukuki bağları kurulmuş sayılmaz. Babalık hükmü, yenilik doğuran bir hüküm olduğu için, kararın kesinleşmesinden sonra, çocuğun doğumundan itibaren geriye doğru bir soybağı ilişkisi kurulmuş olur. Bu kesinleşmiş karar, çocuğun nüfus kaydında baba isminin eklenmesi gibi düzenlemelere yol açar ve bu değişiklik, çocuğun soybağını açıklayıcı bir nitelik taşır. Kısacası;
- Mahkeme, babalığı tespit ederse, çocuk ile baba arasında soybağı kurulmuş olur.
- Biyolojik baba, çocuğun bakım ve eğitimini karşılama yükümlülüğü altına girer.
- Çocuk, babanın mirasçısı olur.
Sonuç
Sonuç olarak, babalık davası, çocuğun yaşam boyu sürecek hukuki, sosyal ve ekonomik haklarını güvence altına almak açısından hayati öneme sahiptir. Soybağı kurulmasıyla birlikte çocuk yalnızca bir isim değil; nafaka, miras ve bakım gibi haklara da kavuşur. Annenin ve çocuğun mağduriyet yaşamaması için bu sürecin yasal sınırlar içinde dikkatle yürütülmesi gerekir. Davada sunulacak delillerin güçlü olması ve hak düşürücü sürelerin kaçırılmaması, sürecin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Tüm bu süreçlerde bir aile hukuku uzmanı ve ankara boşanma avukatı eşliğinde ilerlemek, telafisi güç hak kayıplarını önlemek adına son derece önemlidir.

Leave a Reply