Türkiye, sağlık turizminde sunduğu kaliteli hizmet ve uygun fiyatlarla bir dünya markası haline gelmiştir. Ancak her yıl binlerce yabancı hasta, bu süreçte beklenmedik tıbbi hatalar (malpraktis) nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşayabilmektedir. Farklı bir ülkede, yabancı bir hukuk sistemi içinde hakkını aramak korkutucu görünebilir. Ancak bilmelisiniz ki, Türk hukuku, Türkiye’de tedavi gören yabancı hastaların haklarını koruyan güçlü mekanizmalara sahiptir. Bu rehberde, bir tıbbi hata mağduru olarak atmanız gereken adımları, tazminat haklarınızı ve bu karmaşık süreçte size kimin yardımcı olabileceğini net bir dille anlatıyoruz.
Türkiye’de Tıbbi Hata (Malpraktis) Mağduru Oldum, Ne Yapmalıyım?
Türkiye’de gördüğünüz bir tedavi sırasında veya sonrasında, tıbbi bir hata nedeniyle zarara uğradığınızı düşünüyorsanız, haklarınızı korumak için soğukkanlılıkla ve hızla atmanız gereken adımlar vardır. İşte o acil yol haritası:
1 – Tüm Tıbbi Kayıtlarınızı Eksiksiz Bir Şekilde Alın
Bu, en kritik adımdır. Mümkünse henüz Türkiye’de iken, tedaviyi aldığınız hastaneden veya klinikten tüm tıbbi kayıtlarınızın bir kopyasını resmi olarak talep edin. Bunlar:
- Epikriz (çıkış) raporlarınız,
- Ameliyat notlarınız,
- Yapılan tüm tahlil ve test sonuçları,
- Röntgen, MR gibi tüm radyolojik görüntüleriniz,
- Size verilen faturaların tamamı. Bu belgeler, davanızın en temel delillerini oluşturacaktır.
Bu yazımızla birlikte daha önce yazmış olduğumuz Hatalı Estetik Ameliyat Nedeniyle Tazminat Davası başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.
2 – Durumu Detaylı Bir Şekilde Belgeleyin
Hukuki süreç boyunca hafızanıza güvenmek yeterli olmayabilir. Hatalı olduğunu düşündüğünüz işlemin sonuçlarını (örneğin estetik bir operasyon sonrası oluşan deformasyon) tarih belirterek fotoğraflayın. Doktorlarla ve hastane personeliyle yaptığınız görüşmelerin tarihlerini ve içeriklerini not alın. Yaşadığınız süreci kronolojik olarak yazılı bir şekilde belgeleyin.
3 – Bağımsız Bir Tıbbi Görüş Alın
Durumunuzu değerlendirmesi için, tedaviyi yapan hastaneden bağımsız, başka bir doktordan tıbbi görüş (konsültasyon) alın. Bu görüşü Türkiye’de başka bir doktordan veya kendi ülkenize döndüğünüzde alabilirsiniz. Başka bir uzmanın, yapılan tedavinin tıbbi standartlara aykırı olduğunu belirten bir raporu, davanızda çok güçlü bir delil olacaktır.
4 – Uzman Bir Sağlık Hukuku ve Malpraktis Avukatıyla İletişime Geçin
Bu karmaşık süreçte atacağınız en doğru ve en önemli adım budur. Malpraktis davaları, hem tıp hem de hukuk alanında özel uzmanlık gerektirir. Bir avukat:
- Delillerinizin eksiksiz ve hukuka uygun olmasını sağlar.
- Davayı hangi mahkemede (Tüketici, İdare, Asliye Hukuk) açmanız gerektiğini doğru tespit eder.
- Dava sürecini sizin adınıza takip eder ve haklarınızı en üst düzeyde korur.
- Tazminat talebinizi doğru bir şekilde hesaplar.
Tıbbi Hata (Malpraktis) Sonucunda Hangi Tazminatları Talep Edebilirim?
Türkiye’de bir sağlık kuruluşunda uğradığınız tıbbi hata (malpraktis) nedeniyle, Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde hem maddi hem de manevi olarak yaşadığınız tüm zararların karşılanmasını talep etme hakkınız bulunmaktadır. Açılacak bir tazminat davasında, talep edilebilecek tazminat türleri temel olarak ikiye ayrılır:
Maddi Tazminat: Tüm Somut ve Parasal Kayıplarınız
Maddi tazminat, tıbbi hata nedeniyle cebinizden çıkan veya çıkacak olan, belgelendirilebilen tüm parasal kayıplarınızı kapsar. Bir sağlık turizmi mağduru olarak talep edebileceğiniz temel maddi tazminat kalemleri şunlardır:
- Tedavi Giderleri: Hatalı tıbbi uygulama için ödediğiniz ücretin tamamı ve bu hata nedeniyle Türkiye’de veya kendi ülkenizde yaptırmak zorunda kaldığınız düzeltici ve ek tedavi masraflarının tümü.
- Seyahat ve Konaklama Masrafları: Tıbbi hata nedeniyle Türkiye’de planlanandan daha uzun süre kalmak zorunda kaldıysanız, bu süreçteki otel, yeme-içme gibi masraflarınız. Ayrıca, düzeltici tedavi için gelecekte yapmanız gereken seyahat masrafları.
- İş Gücü ve Kazanç Kaybı: Yaşadığınız sağlık sorunu nedeniyle çalışamadığınız süre boyunca uğradığınız gelir kaybı.
- Bakıcı Giderleri: Hatalı tedavi sonucu başka birinin bakımına muhtaç kaldıysanız, bakıcı için yapılan masraflar.
Manevi Tazminat: Yaşadığınız Acı ve Sıkıntının Karşılığı
Manevi tazminat, tıbbi hata nedeniyle yaşadığınız fiziksel acı, ruhsal çöküntü, stres, utanç ve yaşam kalitenizdeki düşüşün parasal karşılığıdır. Bu, parayla ölçülemeyen zararlarınızın telafi edilmesini amaçlar. Manevi tazminat miktarını belirlerken hakim şu unsurları göz önünde bulundurur:
- Yaşanan Fiziksel Acı ve Izdırap: Ameliyat sonrası yaşanan ağrılar, acılı tedavi süreçleri.
- Psikolojik Yıkım ve Stres: Yabancı bir ülkede başınıza gelen bu olay nedeniyle yaşadığınız travma, korku ve gelecek kaygısı.
- Estetik Zararlar: Özellikle estetik operasyonlarda, vücutta oluşan kalıcı izler, şekil bozuklukları veya istenen sonucun tam tersi bir durumun ortaya çıkması.
- Yaşam Kalitesindeki Düşüş: Hata sonucu olarak eski sosyal hayatınıza devam edememe, hobilerinizi yapamama gibi durumlar.
Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde sabit bir tarife yoktur. Hakim, olayın vahametini, doktorun/hastanenin kusur oranını ve sizin yaşadığınız mağduriyetin boyutunu dikkate alarak hakkaniyete uygun bir miktar takdir edecektir.
Sağlık Turizmi ve Malpraktis Davalarında Avukatın Rolü Neden Hayati?
Türkiye’de bir sağlık turizmi mağduru olarak hakkınızı aramak; Sağlık Hukuku, Tüketici Hukuku ve Milletlerarası Özel Hukuk (MÖHUK) gibi birden fazla teknik hukuk dalının kesiştiği, son derece karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte uzman bir avukat, sizin adınıza tüm hukuki labirenti yöneten en önemli rehberinizdir.
- Doğru Hukuki Yolu ve Mahkemeyi Belirler: Yaşadığınız mağduriyetin özel bir hastaneden mi yoksa bir kamu hastanesinden mi kaynaklandığına göre davanın Tüketici Mahkemesi’nde mi, yoksa İdare Mahkemesi’nde mi açılacağını doğru bir şekilde tespit eder.
- Delillerin Toplanması ve Bilirkişi Sürecini Yönetir: Davanın temelini oluşturan tıbbi kayıtların eksiksiz toplanmasını, Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerden alınacak bilirkişi raporu sürecini profesyonelce yönetir.
- Uluslararası Hukuk (MÖHUK) Uzmanlığı: Davada Türk hukukunun mu yoksa kendi ülke hukukunuzun mu uygulanacağı gibi kritik ve teknik bir konuda, lehinize olan stratejiyi belirler.
- Müzakere ve Dava Dışı Çözüm Yolları: Dava açılmadan önce hastane veya sigorta şirketi ile sizin adınıza en doğru şartlarda uzlaşma (arabuluculuk vb.) görüşmelerini yürüterek, sorunun daha hızlı çözülmesini sağlayabilir.
Özellikle Estetik Cerrahi Mağduriyetleri
Sağlık turizmi kapsamında en sık karşılaşılan malpraktis davalarının başında, maalesef, beklentileri karşılamayan veya ciddi komplikasyonlara yol açan hatalı estetik ameliyatlar gelmektedir. Bu konuda daha detaylı bilgi almak, estetik operasyonlarda sıkça yapılan hataları ve bu alana özgü hukuki süreçleri öğrenmek için Hatalı Estetik Ameliyat ve Tazminat Davası başlıklı makalemizi de inceleyebilirsiniz.
Aslan Duran Hukuk Bürosu: Sağlık Hukuku ve Malpraktis Davalarında Uzmanınız
Türkiye’de, özellikle de Ankara’da bir sağlık turizmi mağduru olarak hakkınızı ararken, sadece malpraktis davalarını değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve tüketici haklarının inceliklerini de bilen bir ekibe ihtiyacınız vardır. Aslan Duran Hukuk Bürosu olarak, bu üç alanın kesişiminde müvekkillerimize kapsamlı ve stratejik bir hukuki destek sunuyoruz.
- Tüketici Hukuku ve Arabuluculuk Uzmanlığı: Kurucu ortaklarımızdan Av. Yasemin Berna Aslanbay’ın Tüketici Hukukunda Uzman Arabuluculuk yetkinliği, müvekkillerimize dava yoluna gitmeden önce hastane veya sigorta şirketleriyle uzlaşma ve daha hızlı sonuç alma konusunda önemli bir avantaj sağlar.
- Stratejik Dava Yönetimi ve Otorite: Kurucu ortağımız Av. Şerife Duran’ın eski hakimlik tecrübesi, bir malpraktis dosyasındaki delillerin gücünü ve davanın potansiyel sonucunu öngörme konusunda bize eşsiz bir derinlik katar. Bu, davanızın stratejisini en başından en sağlam temeller üzerine kurmamızı sağlar.
- Uluslararası Müvekkil Tecrübesi: Ankara’nın uluslararası kimliğine paralel olarak, yabancı müvekkillerin hukuki süreçlerde yaşadığı dil ve prosedür zorluklarını anlıyor, tüm süreci şeffaf ve anlaşılır bir şekilde yönetiyoruz.
Davanın Teknik Detayları: Hukuki ve Yargısal Süreç
Sağlık turizmi kaynaklı bir malpraktis davası, uluslararası hukuk unsurları içermesi nedeniyle teknik detaylar barındırır. Sürecin doğru yönetilmesi için bu detayların bilinmesi önemlidir.
Görevli Mahkeme: Dava Nerede Açılır?
Davanın hangi mahkemede açılacağı, zararın meydana geldiği sağlık kuruluşunun statüsüne göre değişir:
- Özel Hastaneler veya Klinikler: Bu kuruluşlara karşı açılacak tazminat davalarında görevli mahkeme, uyuşmazlığın niteliğine göre Tüketici Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi‘dir.
- Kamu (Devlet ve Üniversite) Hastaneleri: Bu hastanelerdeki hizmet kusurlarından kaynaklanan zararların tazmini için İdare Mahkemesi‘nde tam yargı davası açılması gerekir.
Uygulanacak Hukuk: Türk Kanunları mı, Yabancı Kanunlar mı?
Davanın Türkiye’de açılması, her zaman Türk hukukunun uygulanacağı anlamına gelmez. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) uyarınca, hâkim uygulanacak hukuku belirler. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanıyorsa, zararın nerede meydana geldiği önemlidir. Tedavi sırasında zarar Türkiye’de ortaya çıkmışsa Türk Hukuku; hasta kendi ülkesine döndükten sonra ortaya çıkmışsa, genellikle hastanın kendi ülkesinin hukuku uygulanabilir. Bu, her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gereken teknik bir konudur.
Alternatif Çözüm Yöntemleri: Arabuluculuk ve Tahkim
Mahkeme süreci tek çözüm yolu değildir. Özellikle yabancı hastalar için daha hızlı ve daha az maliyetli olabilecek alternatifler de mevcuttur.
- Arabuluculuk: Dava açılmadan önce veya dava sırasında, tarafsız bir arabulucu eşliğinde tarafların uzlaşmaya çalışmasıdır. Tüketici Mahkemesi’nde dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zaten bir dava şartıdır.
- Tahkim: Tarafların, uyuşmazlığın devlet mahkemeleri yerine, kendilerinin seçtiği hakemler tarafından çözülmesini kararlaştırmasıdır.
Sağlık Turizmi ve Malpraktis Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Yabancı bir hasta olarak Türkiye’deki bir doktora/hastaneye dava açabilir miyim?
Evet, kesinlikle. Türk Hukuku, milliyet ayrımı yapmaksızın, Türkiye’de sağlık hizmeti alan her hastanın haklarını koruma altına alır. Tedaviniz sırasında bir tıbbi hata (malpraktis) nedeniyle zarara uğradıysanız, ilgili doktora, özel hastaneye veya kamu hastanesine karşı Türkiye’de tazminat davası açma hakkınız bulunmaktadır.
Dava süreci için sürekli Türkiye’ye gelip gitmem gerekir mi?
Hayır, gerekmez. Türkiye’de bir avukata, kendi ülkenizdeki Türk Konsolosluğu veya bir noter aracılığıyla vekaletname verdiğiniz takdirde, tüm hukuki süreci sizin adınıza avukatınız yürütebilir. Avukatınız; duruşmalara katılma, dilekçeleri sunma, delilleri toplama ve süreci takip etme yetkisine sahip olur. Sürecin hiçbir aşamasında şahsen bulunmanız zorunlu değildir.
Dava açmak için ne kadar sürem var? (Zamanaşımı)
Zamanaşımı süresi, davanın hangi hukuki temele dayandığına göre değişir. Genel kural olarak, haksız fiil durumlarında zararı ve sorumluyu öğrendiğiniz tarihten itibaren 2 yıl ve her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak, tüketici mahkemelerinde veya idare mahkemelerinde açılacak davalar için bu süreler farklılık gösterebilir. Hak kaybı yaşamamak için, mağduriyeti öğrendiğiniz an en kısa sürede bir avukata danışmanız kritik öneme sahiptir.
Türkiye’de malpraktis davası ne kadar sürer?
Davanın süresi; mahkemenin iş yüküne, dosyanın karmaşıklığına ve özellikle Adli Tıp Kurumu’ndan veya üniversitelerden alınacak bilirkişi raporu sürecinin uzunluğuna göre değişiklik gösterir. Ortalama olarak, bir malpraktis davasının ilk derece mahkemesinde sonuçlanması 1.5 ila 3 yıl arasında sürebilmektedir.
Tazminat davası için avukatlık ücretleri nasıl belirlenir?
Malpraktis gibi tazminat davalarında, avukatlar genellikle “başarıya dayalı ücret anlaşması” ile çalışır. Bu, avukatlık ücretinin, dava sonunda kazanılacak tazminat üzerinden belirli bir yüzde (%) olarak kararlaştırılması anlamına gelir. Bu yöntem, davanın başında yüksek bir avukatlık ücreti ödeme gücü olmayan mağdurların da haklarını arayabilmelerine olanak tanır.
Sonuç: Haklarınızı Korumak İçin İlk Adımı Atın
Sonuç olarak, sağlık turizmi büyük fırsatlar sunarken, tıbbi hata (malpraktis) gibi ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir. Türkiye’de tedavi sırasında yaşadığınız bir mağduriyet karşısında çaresiz değilsiniz. Türk hukuku, yabancı hastaların haklarını koruyan güçlü mekanizmalara sahiptir, ancak bu hakları kullanmak, karmaşık ve teknik bir hukuki sürecin doğru yönetilmesini gerektirir.
Yaşadığınız tıbbi hata mağduriyeti konusunda haklarınızı tam olarak öğrenmek, kanıtlarınızı güvence altına almak ve size özel bir hukuki yol haritası çizmek için, alanında tecrübeli bir ekiple ilk adımı atmanız kritik öneme sahiptir. Hak kaybı yaşamamak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
Leave a Reply