İcra İflas Hukuku Alanındaki Düzenlemeler
Hak arama özgürlüğünün daha etkin bir şekilde kullanılması hedeflenerek, HMK ‘ya uyumlandırmak amacıyla İcra ve İflas Kanunu’nda kanun yollarına başvuru sürelerine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Borçlu ve tasdik duruşmasında itirazda bulunan alacaklılar, tasdik veya ret kararına karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna başvurabilirler. İstinaf incelemesi sonucunda alınan karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecekler.
İ.İ.K ‘ya göre, Bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen nihai kararlara karşı temyiz başvuru süresi; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta olarak değiştirilmiştir.
Yasalara göre, İcra ve İflas Kanunu’nda kanun yolu başvuru süreleri hafta bazında belirlendiği için, bu sürelere Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda benzer hükümler dikkate alındığında ; Eğer bir süre hafta olarak belirlenmişse, başlangıç tarihi itibariyle son haftanın aynı gününde sona erecektir şeklinde düzenlenmiştir.
Kişilik veya Mal Varlığının Korunmasına Yönelik Düzenlemeler
Özgürlüğü kısıtlayıcı ceza nedeniyle ceza infaz kurumunda bulunma durumu, doğrudan doğruya bir kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılarak değiştirilmiştir. Ergin bireylerin fiil ehliyetine sahip olduğu varsayılarak, kesinleşmiş hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması aslında kendi tercihine bırakılmıştır. Ancak, toplam 5 yıl veya daha uzun bir kesinleşmiş hapis cezasının infazı durumunda, hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması temeline dayalı olarak vesayet makamına takdir yetkisi verilmiştir.
Bu bağlamda, kesinleşmiş hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumunda bulunan yetişkin bir birey, kendi talebi üzerine kısıtlanabilecek veya kendisine kayyum atanabilecek. Toplam 5 yıl veya daha uzun kesinleşmiş hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumunda bulunan yetişkin bir birey, kendi isteği olmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması açısından gerekli görüldüğünde kısıtlanabilecek. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek, vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecektir.
Vesayetin Sona Erdirilmesine İlişkin Düzenleme
Resmi sağlık kurulu raporunu temin etmek için kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek, Kişiye gerekli tıbbi müdahalelerin yapılabilmesi ve ihtiyaç duyulması halinde kişinin, hekim tarafından verilen ön rapor üzerine en fazla 20 gün süreyle bir sağlık kuruluşuna yerleştirilebilmesi mümkün olacak , Yerleştirme kararı derhal ilgiliye ve yakınlarına bildirilecektir.
İlgili veya yakınları, bu karara karşı bildirimden itibaren 10 gün içinde denetim makamına itiraz etme hakkına sahiptir. Ancak, yapılan itiraz, kararın icrasını durdurmamaktadır ve denetim makamı itirazı en kısa sürede değerlendirip karara bağlayacaktır.
Hapis cezasının devamı süresince vesayetin sona erdirilebileceği durumlar yeniden belirlenmiştir. Bu bağlamda, özgürlüğü bağlayıcı bir ceza nedeniyle kısıtlı olan bir bireyin üzerindeki vesayet, hapis cezasının hukuka uygun şekilde sona ermesiyle otomatik olarak sona erecektir. Hapis cezasının devamı süresince vesayetin kaldırılabilmesi, 5 yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak alınan kısıtlama kararları için kişinin isteğine ve kişiliğinin veya mal varlığının korunma gerekçesinin ortadan kalkması halinde 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak alınan kısıtlama kararları için ise kişinin talebi üzerine vesayet kaldırılabilecektir.
Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşleme
Suçlarla daha etkin bir mücadele ve caydırıcılığın artırılması amacıyla bir günlük adli para cezasının alt limiti 20 liradan 100 liraya, üst limiti ise 100 liradan 500 liraya yükseltilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme eylemi ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda, örgüte üye olmayan ancak örgüt adına suç işleyen birey, bağımsız bir suç olarak kabul edilerek 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Suçun niteliğine göre verilecek ceza yarıya kadar indirilebilecektir. Bu düzenleme sadece silahlı örgütler için geçerlidir.
Örgüt adına suç işleyen kişi, işlediği suçtan ve aynı zamanda örgüt adına suç işleme eyleminden ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen “devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” kapsamında, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen birey, ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaktır. Suçun işlenme niteliğine bağlı olarak verilecek ceza, yarıya kadar indirilebilecektir.
Aynı zamanda, konutunu terk etmemek, uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddelerle alkol bağımlılığından kurtulmak amacıyla hastaneye yatmak gibi adli kontrol yükümlülüklerine uyan ve bu tedbirleri kabul eden kişilere, kovuşturmaya yer olmadığına veya beraat kararı verilenlere, tazminat talebinde bulunma hakkı tanınmaktadır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Yönelik Düzenlemeler
Sanığa yöneltilen suçtan dolayı verilen ceza 2 yıl veya daha kısa bir süreli hapis veya adli para cezası ise, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için, sanığın önceden kasten işlenen bir suçtan mahkum olmamış olması gerekmekte olup, mahkeme sanığın kişisel özellikleri ve duruşmadaki tutumu göz önüne alarak tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşturmalıdır. Ayrıca, suçun mağdur veya kamuya verdiği zararın tamamen giderilmesi için aynen iade, suç öncesi duruma getirme veya tazminat yoluyla tamamen karşılanması şarttır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda, sanık 5 yıl süreyle denetim altında olacaktır. Bu denetim süresi içinde, özellikle kasıtlı bir suçtan dolayı hükmün bir daha geri bırakılamayacağı kuralı uygulanabilecektir. Aynı zamanda, denetim süresi içinde dava zaman aşımını da durduracaktır.
Suçun işlenmesiyle ortaya çıkan mağdur veya kamuya verilen zararın, denetim süresi içinde aylık taksitlerle ödenmesi şartıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alınabilir. Eğer denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmez ve denetim tedbirlerine uygun davranılırsa, açıklanması geri bırakılan hüküm kaldırılır ve dava düşecek.
Fakat; denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine uyulmaması durumunda, mahkeme hükmü açıklayarak sanığın durumunu değerlendirir ve cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya alternatif yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek ve Bu karara karşı itiraz etme hakkı bulunacaktır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Karşı İstinaf Yolu
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek , Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, ilk derece mahkemesi olarak görev yapan bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi durumunda temyiz yolu kullanılabilecektir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı özel bir sisteme kaydedilecek ve bu kayıtlar, yalnızca bir soruşturma veya kovuşturma bağlamında Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından talep edildiğinde kullanılabilecektir.
Basit yargılama usulüne ilişkin yapılan değişiklikle birlikte, itiraz üzerine hüküm veren mahkeme dosyayı, o yerde birden fazla asliye ceza mahkemesi bulunması durumunda, tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesine gönderecek ve bu mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilecektir.
Tek asliye ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde ise aynı mahkemede yetkili başka bir hakim varsa bu hakim tarafından, aksi halde adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanınca görevlendirilen hakim tarafından duruşma açılacak ve genel hükümlere göre yargılamaya devam edilecektir. Tarafların katılımı olmasa bile duruşma gerçekleşecek ve tarafların yokluğunda karar verilebilecektir.
Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi halinde duruşma gerçekleşmeyecek ve itiraz edilmemiş sayılacaktır. İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması durumunda, bu hususlar itiraz etmeyen diğer sanıklara da uygulanacak, mümkünse bu sanıklar da itiraz etmiş gibi kararlardan yararlanacaktır.
İstinaf İstemi ve Sürelerinde Yapılan Değişiklik
İstinaf istemi artık hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde yapılacaktır. Ağır ceza mahkemelerinde görevli Cumhuriyet savcıları, yargı çevresindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına ulaştığı tarihten itibaren 2 hafta içinde başvuruda bulunabileceklerdir.
Cumhuriyet savcısının İlgili kararı istinaf etme gerekçeleri taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflar bu konuda görüşlerini beyan edebileceklerdir.
Temyiz İstemi ve Süresine ilişkin Değişiklik
Temyiz istemi artık hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta olarak değiştirilmiştir.
Tazminat Komisyonunun Kurulması ve Görevlerine İlişkin Düzenleme
İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların çözüme kavuşturulmasında kullanılan “Tazminat Komisyonu”nu ilgilendiren kanunun adı, “Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun” olarak değiştirilmiştir.
Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılacak manevi tazminat talepleri artık Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Tazminat Komisyonu’na yapılacaktır. Komisyon, müracaatlar hakkında karar verirken, Anayasa Mahkemesi kararlarını da emsal olarak dikkate alacaktır.Müracaatlar ayrıca elektronik ortamda da yapılabilecektir.
Komisyon, müracaatın ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gerekli gördüğü araştırmaları yapmaya, üyelerinden birine yaptırmaya veya cumhuriyet başsavcılıklarından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeye yetkili olacaktır.
Yargılamaların makul sürede sonuçlanmaması iddiasıyla yapılan müracaatlar, soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde veya en geç bu süreçlerin kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde yapılacaktır. Haklı bir mazeret nedeniyle süresi içinde müracaat edemeyenler, mazeretin sona erdiği tarihten itibaren 15 gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte müracaat edebileceklerdir.
Komisyon, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda, eksikliklerin bir ay içinde giderilmesini isteyecek ve aksi takdirde müracaatı reddedecektir. Dilekçedeki eksikliklerin belirlenen süre içinde tamamlanmaması halinde müracaat, Komisyonca reddedilecektir.
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat taleplerine ilişkin müracaatlar, karar veya hükümlerin ilgili kişiye tebliğinden itibaren 3 ay ve her durumda karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini takip eden bir yıl içinde gerçekleştirilmelidir.
Ağır ceza mahkemesi görevine giren istemlere rağmen Komisyona yapılan başvurular, ağır ceza mahkemesine yönlendirilecektir. Komisyonun görevine giren ve girmeyen talepler bir arada yapılmışsa, Komisyon, görevine girmeyen talepleri ayırarak ağır ceza mahkemesine iletecektir. Bu durumda, Komisyona yapılan başvuru tarihi esas alınacaktır. Komisyon ile ağır ceza mahkemesi arasında görev konusunda anlaşmazlık olması halinde, Komisyonun yetki alanına giren işlerin belirlenmesi amacıyla ağır ceza mahkemesi veya Komisyon, kesin bir karar alınması için Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvuracaktır.
Müracaatlar üzerine 9 ay içinde karar verecek olan Komisyon, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin emsal kararlarını dikkate alarak gerekçeli bir şekilde karar verecektir. Komisyon, usul ekonomisini gözeterek benzer nitelikteki müracaatları birleştirip karar verebilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda başvuru yollarının tükenmediği gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verilenler ve incelemenin sürdürülmesine haklı kılan bir neden bulunmayanlar ile doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların iç hukuk yollarının tükenmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararları, tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenecektir
Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenmesine ilişkin Düzenlemeler
Yasa kapsamında özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi yasaklanmış olup, ancak ilgili kişinin açık rızasının bulunması, kanunlarca açıkça öngörülmesi, rızayı açıklayamayacak veya rızası hukuki olarak geçerli kabul edilmeyen kişinin hayatını, beden bütünlüğünü koruma amacıyla zorunlu olması, ilgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere uygun bir şekilde alenileştirme iradesine dayanması, bir hakkın kurulması, kullanılması veya korunması amacıyla zorunlu olması, sır saklama yükümlülüğü altındaki kişiler veya yetkili kuruluşlar tarafından kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması, istihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alanında yerine getirilen hukuki yükümlülükler için zorunlu olması gibi durumlarda işlenebileceği düzenlenmiştir.
Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Değişiklikler
Kişisel verilerin yurt dışına aktarılabilmesi için öncelikle, veri sorumluları ve veri işleyenlerin yeterlilik kararı alması gerekmektedir. Bu karar, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından verilecek olup, kurul gerekli gördüğünde ilgili kurum ve kuruluşların görüşünü alabilecektir. Yeterlilik kararı, en fazla 4 yılda bir değerlendirilecek ve kurul, değerlendirme sonucunda veya diğer uygun durumlarda kararı değiştirme, askıya alma veya kaldırma yetkisine sahip olacaktır.
Yeterlilik kararı alınamadığı durumlarda, kişisel verilerin yurt dışına aktarılabilmesi için kişisel verilerin işlenme şartları, özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları, ilgili kişinin haklarını kullanabilme ve etkili kanun yollarına başvurabilme imkanı, ayrıca düzenlemede belirtilen güvencelerin taraflarca sağlanması gerekecektir.
Ayrıca, standart sözleşmenin imzalanmasından itibaren 5 iş günü içinde veri sorumlusu veya veri işleyen tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurumuna bildirimde bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere 50 bin Türk lirasından 1 milyon Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanacaktır.
Adli Para Cezasına ilişkin Düzenleme
Adli para cezalarının miktarında önemli bir artış yapılmış ve buna bağlı olarak mahsup, ön ödeme ve istinaf kanun yoluna başvuru hükümlerindeki parasal sınırlar değiştirilmiştir. Bu doğrultuda, adli para cezalarının alt sınırı 2 bin 500 Türk lirası, üst sınırı ise 500 bin Türk lirası olarak belirlenmiştir. Ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak 500 Türk lirası esas alınacaktır.
Ayrıca, idari para cezalarına karşı yapılan başvurular sonucunda sulh ceza hakimliklerince verilen kararların kesinlik sınırı da 3 bin Türk lirasından 15 bin Türk lirasına yükseltilmiştir.
Süreler Yeknesaklaştırılmıştır
Deprem bölgesindeki sanayi altyapısının güçlendirilmesine yönelik destek ve uygulamaların süresi bir yıl daha uzatılmıştır.
Ayrıca, emekli bayram ikramiyesi tutarı da artırılarak, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda 2 bin lira olan ikramiye tutarı 3 bin liraya yükseltilmiştir.
Hak kayıplarının önlenmesi ve uygulamada oluşabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla ; Yasa düzenlemesi aynı zamanda kanun yollarına başvuru sürelerinin yeknesaklaştırılmasını ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına dair değişiklikler 1 Haziran 2024 tarihinden itibaren verilen kararlar bakımından geçerli olacaktır.