Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası ve Şartları

fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası ve Şartları

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası ve Şartları 960 524 Yasemin Berna Aslanbay

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan ve eşlerin uzun süre ayrı yaşaması durumunda uygulanabilen özel bir boşanma sebebidir. Bu dava, evlilik birliğinin fiilen sona erdiği ancak resmi olarak sonlandırılamadığı durumlarda gündeme gelir. Fiili ayrılık şartlarının oluşması, bu sürecin hukuki olarak tanınması ve boşanma kararı alınabilmesi için belirli unsurların sağlanması gerekmektedir. Bu makalede, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının şartları, unsurları ve hukuki süreci detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası ve Şartları

Boşanma sebepleri, Türk Medeni Kanunun’da genel ve özel nedenler olarak iki gruba ayrılmıştır. Genel nedenler, evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi geniş kapsamlı durumları içerirken, özel nedenler ise belirli koşullara bağlı olarak ortaya çıkan ve somut şekilde ispatlanması gereken durumlara dayanır.

Fiili ayrılık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 166. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen, evlilik birliğinin sona erdirilmesine yönelik önemli bir özel boşanma nedenidir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, yalnızca belirli şartların yerine getirilmesi durumunda uygulanabilir. Daha önce reddedilmiş bir boşanma davasının bulunması, taraflar arasında bir yıl boyunca fiili ayrılığın sürmesi ve bu süre zarfında ortak yaşamın yeniden kurulamamış olması gibi koşullar bu davanın temel dayanaklarını oluşturur.

Fiili Ayrılık Nedir?

Fiili ayrılık, TMK‘nın 166. maddesinin üçüncü fıkrasında şu şekilde tanımlanır:
“Boşanma davası reddedilmiş ve bu ret kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu durumda eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Fiili ayrılık, evlilik birliğinin temel unsurlarından biri olan “ortak yaşamın” eşler tarafından fiilen sona erdirildiği durumu ifade eder. Bu kavram, boşanma davalarında özel bir boşanma nedeni olarak yer alır. 

Bu yazımızla birlikte boşanmada mal paylaşımı başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.

Fiili Ayrılığın Unsurları Nelerdir?

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının kabul edilebilmesi için aşağıdaki unsurların varlığı gereklidir:

Önceki Boşanma Davasının Reddedilmesi

Daha önce eşlerden biri, evlilik birliğinin sarsıldığı veya başka bir çekişmeli boşanma sebebiyle dava açmış olmalı ve bu dava kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla reddedilmiş olmalıdır. Ret kararı, boşanma sebeplerinin ispatlanamaması veya hukuki dayanakların yetersiz olması nedeniyle verilmiş olabilir.

Bir Yıllık Sürenin Geçmesi

Reddedilen boşanma davasının kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmesi ve bu süre zarfında eşlerin ortak yaşamı yeniden kuramaması gereklidir. Bir yıllık süre, evlilik birliğinin fiilen sona erdiğini ortaya koyan objektif bir kriterdir.

Ortak Yaşamın Yeniden Kurulamamış Olması

Bir yıllık süre boyunca eşler arasında yeniden bir araya gelme veya ortak yaşamı sürdürme adına somut bir adım atılmamış olmalıdır. Ortak yaşamın yeniden kurulması, evlilik birliğinin devam ettiğinin göstergesi olacağından, bu durum boşanma talebini engelleyebilir.

Eşlerden Birinin Boşanma Davası Açması

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma talebi, eşlerden biri tarafından mahkemeye taşınmalıdır. Bu dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ve devam ettirilemeyeceğinin hukuki olarak kanıtlanmasını amaçlar.

Konu ile ilgisi nedeniyle Sosyal Medya Kayıtları Boşanma Davasında Delil Olarak Kullanılır mı? başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, aile mahkemelerinde açılır. Aile mahkemesi, Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta düzenlenen aile hukukuna ilişkin tüm davalarda görevli ve yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir. Eğer ilgili yerde aile mahkemesi yoksa, bu tür davalara asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bakar.

Yetkili Mahkeme

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesine göre belirlenir. Buna göre: Dava, davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Eşlerin evlilik birliği içinde en son altı ay süreyle birlikte oturdukları yer mahkemesi de yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir. Davacı, kendi yerleşim yerindeki mahkemede de boşanma davasını açabilir. 

Fiili Ayrılık Sayılmayan Haller Nelerdir?

Mahkemece ve yerleşik yargıtay içtihatlarına göre fiili ayrılık sayılmayan haller; geçici ayrılıklar, eşlerden birinin tek taraflı ayrılığı, kusura dayalı ayrılıklar olarak sıralanabilir. bu başlıklar daha da genişletecek olursak;

Geçici Ayrılıklar

Eşlerin kısa süreli veya aralıklı olarak ayrı yaşamaları, fiili ayrılık olarak değerlendirilemez. Örneğin, iş, sağlık veya eğitim gibi nedenlerle yaşanan geçici ayrılıklar, evlilik birliğini sona erdiren bir durum olarak kabul edilmez.

Eşlerden Birinin Tek Taraflı Ayrılığı

Eşlerden birinin evden ayrılması ve diğer tarafın buna karşı evlilik birliğini sürdürme iradesini açıkça göstermesi durumunda, bu tek taraflı ayrılık fiili ayrılık sayılmaz.

Kusura Dayalı Ayrılıklar

Eşlerden birinin haksız bir şekilde ortak konuttan uzaklaşması ve evlilik birliğini sürdürmekten kaçınması durumunda, bu durum fiili ayrılık için yeterli sebep teşkil etmez.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

Bu dava, belirli bir süre geçtikten sonra açılabilir. Genel olarak Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davası bulunmalıdır. Reddedilen boşanma davasının kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl boyunca eşlerin fiilen ayrı yaşamış olması ve bu süre zarfında taraflar arasında ortak yaşam yeniden kurulmamış olmalıdır.

Sürenin hesaplanması ise şu şekildedir. Bir yıllık süre, boşanma davasının reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren başlar. Kesinleşme tarihi, temyiz süresinin dolması veya istinaf/temyiz aşamasında kararın onaylanmasıyla belirlenir

Süreyi aşma durumundai fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılması için yasal düzenlemede öngörülen bir yıllık süre bir asgarî süre niteliğindedir. Bu nedenle bir yıllık süre dolduktan sonra dava açılması halinde hak kaybı söz konusu olmaz.

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Kusur ve Tazminat Nasıl Değerlendirilir?

Kusurun Değerlendirilmesi

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davalarında kusur belirlemesi, genellikle şu unsurlara dayanır:

  • Daha Önceki Boşanma Davasındaki Kusur Tespiti:
    Fiili ayrılık davası, genellikle önceki boşanma davasının reddedilmesine dayanır. Bu nedenle, mahkeme daha önceki davada yapılan kusur tespitini göz önünde bulundurur.
  • Fiili Ayrılık Sürecindeki Davranışlar:
    Fiili ayrılık sürecinde tarafların birbirine karşı tutum ve davranışları da kusur tespitinde dikkate alınır.

    • Ayrılık sürecinde kötü niyetli davranışlar (örneğin, diğer eşin yaşamını zorlaştırma çabaları) kusur oranını artırabilir.
    • Ayrılık süresince tarafların ortak yaşamı yeniden kurma girişimleri kusurun değerlendirilmesinde önemlidir.

Kusur Oranları:

  • Eşit kusurlu veya kusursuz taraflar: Tazminat sorumluluğu doğmaz.
  • Ağır kusurlu taraf: Diğer eşe tazminat ödeme yükümlülüğü doğabilir.

Tazminat Türleri ve Şartları

  1. Maddi Tazminat
    Maddi tazminat, evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle ekonomik kayba uğrayan tarafın zararını karşılamayı amaçlar.
  • Maddi tazminata hükmedilebilmesi için talep eden tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir.
  • Maddi kayıp, genellikle evlilik birliğinin sona ermesinin doğrudan ekonomik etkileriyle ilişkilidir (örneğin, eşin yaşam standardının düşmesi, gelir kaybı).
  1. Manevi Tazminat
    Manevi tazminat, taraflardan birinin diğerinin kişilik haklarını ağır derecede ihlal etmesi durumunda talep edilir.
  • Hakaret, onur kırıcı davranışlar veya psikolojik baskı gibi fiili ayrılık sürecindeki olumsuz tutumlar manevi tazminat talebine dayanak olabilir.
  • Talep eden tarafın, manevi tazminata hak kazanabilmesi için kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir.

Sonuç

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, eşlerin evlilik birliğini fiilen sona erdirdiği ve bu birliği yeniden tesis etme niyetinde olmadıkları durumlarda önemli bir hukuki imkân sunar. Fiili ayrılık davaları, hem usuli hem de maddi şartlar açısından özel dikkat gerektirdiğinden, tarafların hukuki süreçte uzman bir avukattan yardım almaları önemlidir.

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, eşlerin uzun süre ayrı yaşamasının resmi olarak evlilik birliğinin sona erdirilmesi sonucunu doğurduğu bir süreçtir. Bu tür bir davanın açılmasında, boşanma avukatı uzman desteği hem sürecin daha hızlı ilerlemesi hem de hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Fiili ayrılık durumunun doğru şekilde değerlendirilmesi ve hukuki şartların yerine getirilmesi, taraflar için adil bir çözüm sağlanmasına katkı sağlar.

Yasemin Berna Aslanbay

Avukat Yasemin Berna Aslanbay, 2015 yılında Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Avukatlık stajını bitirmesinin ardından yaptığı mesleki faaliyetlerinin ardından Aslan & Duran Hukuk Bürosu kurucu avukatı olarak meslek hayatına devam etmektedir. Aynı zamanda Adalet Bakanlığı Arabuluculuk siciline kayıtlı arabulucudur. İş hukuku uzman arabulucusu olarak özellikle Ankara iş hukuku ve Ankara ticaret hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk yapmakta olan Avukat Yasemin Berna Aslanbay evli ve 2 çocuk annesidir.

All stories by:Yasemin Berna Aslanbay

Leave a Reply