Makul sürede yargılanma hakkı, yargılama ve yargılamada gerçekleşen işlemlerin somut olaya uygun süreyle alakalı olarak, sürüncemede bırakmayacak şekilde, kişilerin adil yargılanmasını sağlayan, makul sürelerde sonuca ulaşılmasını sağlayan bir haktır.
Bu hak davanın acele bir şekilde sonuçlandırılması gerektiği anlamını taşımaz. Davanın niteliği göz önünde bulundurularak makul süre belirlenmelidir.
Makul Sürede Yargılanma
Makul sürede yargılanma hakkı hem Anayasada hem de AİHS’de güvence altına alınmasına rağmen Türk hukuk sisteminde ihlale ilişkin başvurulabilecek olağan kanun yolları yoktur sadece bireysel başvuru yolu vardır.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunanların kanun yollarını tüketmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Ayrıca devam eden yargılamalarda, makul sürenin aşıldığı iddiasında bulunulması her zaman mümkün olduğundan bireysel başvurularda aranan otuz günlük sürede başvurulması şartı da aranmamaktadır.
Makul Süre Nasıl Ve Neye Göre Belirlenir?
Anayasa Mahkemesi dava konusunun niteliğini değerlendirirken, davanın hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasının ilgililer bakımından önemini, olayın karmaşıklık derecesini göz önünde bulundurmaktadır. Yargılamanın karmaşıklığını değerlendirirken davanın hem hukuki hem de maddi açıdan bütün yönlerini ele almakta; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, maddi olayların karmaşıklığı, sanıkların ya da isnat edilen suçların veya tanıkların sayısı, davanın uluslararası unsurları, bilirkişi deliline duyulan ihtiyaç, yazılı delillerin hacmi gibi birçok unsuru incelemektedir.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru hakkında tüm detayları barındıran makalemizi okuyabilirsiniz.
Diğer bir ölçüt ise başvurucunun tutumuyla alakalıdır. Bu açıdan başvurucunun gerek hukuk davalarında davacı ya da davalı gerekse ceza davalarında sanık olarak, yargılamadaki tutum ve davranışlarının davanın uzamasına sebep olup olmadığına bakılmaktadır. Buna göre mahkeme, başvurucunun dava sürecindeki tutum ve davranışlarını özel olarak değerlendirmekte ve buna göre makul sürenin aşıldığına ilişkin başvuruyu kabul etmekte ya da reddetmektedir. Başvurucu vekilinin çok sayıda mazeret vermesi, bilirkişi raporu veya keşif için gerekli giderleri süresinde yatırmaması gibi haller başvurucudan kaynaklanan tipik kusurlardır. Ancak, başvurucunun kanunlardan kaynaklı haklarını kullanmasının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözden kaçırılmamalıdır.
Yargılamanın Makul Sürede Yapılıp Yapılmadığının Belirlenmesi İçin Sürelerin Başlangıcı Ve Bitişi Nasıl Tespit Edilir?
AİHM ve Anayasa Mahkemesine göre hukuk ve idari yargı davalarında makul sürede yargılamanın başlangıç tarihi kural olarak davanın açıldığı tarihtir. Ceza davalarında ise bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi ya da arama, gözaltı gibi başvurucunun suçun isnadından ilk olarak etkilendiği tarih esas alınmaktadır. Hukuk ve idari yargı davalarında sürenin bitiş tarihi, icra aşamasını da kapsayacak şekilde belirlenmektedir. Ceza davalarında sürenin bitimi ise temyiz incelemesi de dâhil olmak üzere yargılamanın sona erdiği tarihtir. Yargılamanın devam ettiği davalar açısından ise makul sürenin hesaplanmasında esas alınacak son tarih, Anayasa Mahkemesinin başvuru hakkında kararını verdiği tarihtir.
Konu ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru başlıklı makalemiz ile birlikte Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru başlıklı makalelerimizi okuyabilirsiniz.
Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlali Nedeniyle Tazminat Başvurusu Nasıl Yapılır?
Davanın uzun sürdüğü ve uzun sürmesi nedeniyle maddi ve manevi olarak yıprandığını iddia eden herkes Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Yolu ile süresi içerisinde zararının tazmin edilmesini talep edebilir. Tazminat talep edebilmek için davanın sonucunun lehe veya aleyhe olmasının bir önemi yoktur. Önemli olan unsur yargılamanın yani davanın uzun sürmüş olmasıdır. Dava süreci devam ederken de yargılamanın olması gerektiğinden fazla uzun sürdüğü düşünülürse yine bireysel başvuru yolu ile tazminat talebinde bulunulabilir.
Her türlü dava için uzun yargılama sebebiyle tazminat alınabilir.
Uzun Süren Yargılama Sonucunda Anayasa Mahkemesine Tazminat Başvurusu Nasıl Yapılır?
Davasının uzun sürdüğünü ve bu nedenle maddi ve manevi olarak yıprandığını düşünen her gerçek veya tüzel kişi bireysel başvuru yol ile Anayasa Mahkemesine müracaat edebilecektir. Kendisi tarafından bizzat veya bir avukat aracılığıyla Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru formu doldurulmak suretiyle süresi içinde başvuru yapılabilir. Ancak bireysel başvuru formunu eksiksiz bir şekilde doldurmak uzmanlık gerekmektedir. Aksi takdirde başvuru incelenmeden reddedilebilir.
Makul Sürede Yargılamanın İhlali İle İlgili Anayasa Mahkemesinin Dikkat Ettiği Ölçütler Nelerdir?
Anayasa Mahkemesine başvururken usulen ve şeklen dikkat edilmesi gereken durumlar :
- Başvurunun süresi içerisinde yapılması,
- Bireysel başvuru formunun eksiksiz doldurulması
- Başvurunun zaman, kişi, konu ve yer bakımından uygun olması
- Anayasa mahkemesine başvuru yapmadan önce olağan diğer iç başvuru yollarının tüketilmiş olması
Her davanın kendi iç özelliğine göre değerlendirilmesinin yanında dikkat edilen bir takım diğer kriterler şu şekildedir:
- Davanın karmaşıklık boyutu
- Başvurucunun davanın uzamasında kusuru olup olmadığı
- Yetkili makamların kusuru olup olmadığı
- Yapısal sorunlar
- Başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları değerlendirirken hem esas hem usul yönünden oldukça titiz hareket etmektedir bu sebeple başvururken Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Avukatı yardımı alınması hak kayıplarının önlenmesi ve bireysel başvuru sürecinin de uzamaması için kişilerin yararına olacaktır.
Makul Sürede Yargılanmanın İhlali İle İlgili Anayasa Mahkemesinin Verdiği Kararlar
Emsal Kararlar
Başvuru, tıbbi ihmal sonucu zarara uğranılması nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir…Başvurucu 27/12/2012 tarihinde İstanbul 9. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) tam yargı davası açarak İdareden 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.Mahkeme 27/2/2018 tarihli kararı ile davanın reddine karar vermiştir.Nihai karar, başvurucuya 30/10/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.Başvurucu 29/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır Anayasa mahkemesi açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir.
Başvuru, hukuk davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkı ile Anayasa’da güvence altına alınan diğer hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır …Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir…
Aslan & Duran Hukuk Bürosu
Aslan&Duran Hukuk Bürosu olarak Anayasa Mahkemesine gerçekleştirilen bireysel başvuruları takip etmekteyiz. Süreç sonucunda haksızlığa uğranıldığının düşünülmesi ve bir hak kaybı yaşamamak adına Ankara Ceza Avukatı olarak davalarınızı yakından takip etmekteyiz.
Güncel makale ve paylaşımlarımızı sosyal medya hesaplarımızdan da yapıyoruz. Bunun için instagram hesabımızı takip etmenizi öneririz.